Ar-Ge Merkezlerini; Dar mükellef kurumların Türkiye’deki işyerleri dâhil, kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunan sermaye şirketlerinin; organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurt içinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az 15 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimler olarak tanımlayabiliriz. 5746 sayılı kanundaki tanım.
ARGE çalışmalarında ana amaç, ürün ve hizmetleri pazara sürmektir. Bununla birlikte bir diğer hedef ise şirket karlılığını arttırmaktır. Dolayısıyla ARGE için bir şirket uygulaması denilebilir. Ancak klasik bir şirket politikası ve uygulamasından farklıdır. ARGE’de planlanan başarı uzun vadelidir. Bu yüzden anında bir kar beklentisi yoktur. Bunun yerine şirketlerin uzun vadedeki karlılığına katkıda bulunması beklenen bir uygulamadır.
ARGE, sistematik bir planlama olmadan yapılamaz. Dolayısıyla planlı bir şekilde yapılması gerektiğinden belli bir programa bağlı olmalıdır. Bu programın ilk aşaması ise gözlemdir. Gözlem sürecinde hissedilir durumda olan bir ihtiyaç kontrolü yapılır. ARGE’nin her aşaması önemlidir ancak tespiti doğru yapmak için ilk olarak doğru gözlemi yapmak son derece önemlidir. Bu nedenle gözlem aşamasında temel bir araştırma yapılmalıdır. Daha sonra ise gözlem sonucu ulaşılan yeni bilginin uygulanabilir olduğuna bakılır. Bu aşamada teorik ve deneysel pratiklerden yararlanılır.
Ardından deneysel geliştirme süreci başlar. Bu süreçte hedeflenen ürün veya hizmetin geliştirilmesi tamamlanır. Deneysel gelişim süreci de bir araştırma içerir. Araştırma boyunca önceden hazırlanan plan ve programa bağlı kalınır. Böylece ARGE çalışmasına başlamadan önce hedeflenen tasarı üretilerek hizmete sunulur.
RGE faaliyetlerini geniş bir çalışma anlayışını kapsar. ARGE çalışmalarını 3 farklı bölüme ayırarak inceleyebiliriz: